Bu haftaki programımızda, geçmişte Kanada'nın ticari diplomatlığını yapan Burak Aktaş ile, Kanada ve Kanadalı frankofon şarkıcılar üzerine konuştuk. Programda Céline Dion, Garou ve Daniel Lavoie gibi ünlü isimlerin yanı sıra Charlotte Cardin ve Dany Bédar gibi daha az tanınan sanatçıların eserlerine de yer verdik.
Devrim Özkan:Program, Line Renaud’nun Ma Cabane au Canada, yani Kanada’daki kulübem adlı şarkısıyla açtık. Neden bu şarkıyı seçtik açılış için çünkü bir konuğumuz var bugün: Kanada vatandaşı kendisi aynı zamanda Kanada’nın ticari diplomatlığını yapmış bir Türk: Burak Aktaş, onunla birlikte Kanada’dan ve Kanada orijinli Fransızca şarkılardan konuşacağız bugün. Hoş geldin Burak.
Burak Aktaş: Hoş bulduk Devrim, teşekkür ederim böyle güzel bir programa beni davet ettiğin için.
D: Biz teşekkür ederiz vakit ayırıp geldiğin için. Evet, dinleyicilerimize kısaca kendinden bahsetmek ister misin öncelikle?
B: Çok teşekkürler Devrim. İstanbul Kadıköylüyüm. İstanbul Üniversitesi'nde ekonomi okudum. Kanada’da işletme master’ı yaptım. Şu anda uluslararası ticaret alanında özel bir şirkette Genel Müdür Yardımcısı olarak çalışıyorum. Aynı zamanda senin programınla ilgili, Fransız Dili Edebiyatı Hazırlık Sınıfı öğrencisiyim.
D: Eğitimin, öğrenmenin yaşı yoktur deyimi bir kez daha doğrulamış oluyorsun sen de. Peki Kanada’yla ilişkin nasıl başladı?
B: Bu biraz tesadüf oldu. Amerika’da çalışıyordum. Kanada’ya turist olarak gidecektim. Tabi Türk vatandaşı olarak Kanada Elçiliği’nden vize almam gerekti. Elçilikten vize alırken orada göçmenlik broşürleri vardı, o broşürlerden verdiler. Türkiye’ye döndüğümde bir gün askerde sıkıldım ve o broşürleri doldurarak gönderdim. O zamanlar internet de çok yaygın değildi, başvurular internet üzerinden yapılmıyordu. Bir gün cevap geldi göçmenliğiniz kabul olmuştur diye. Burada da işim gücüm var ne yapayım diye düşünürken dedim ki: Bari gideyim bir master yapayım, master sınavlarına girdim, kabulüm oldu. Aklımdaki plan şuydu: iş bulamazsam hiç değilse master’ımı yapar Türkiye’ye geri dönmüş olurum, cebimde de bir diplomam olur. Fakat daha master bitmeden işi buldum ve çalışmaya başladım, on seneden fazla da Kanada’da kaldım. Ondan sonra da Türkiye’ye döndüm.
D: Evet, oldukça uzun bir süre gerçekten. Buradan müziğe geçersek, Kanadalı frankofon şarkıcı deyince aklımıza önce Céline Dion, Garou gibi isimler geliyor, onlardan da bahsedeceğiz ilerleyen dakikalarda ama sen farklı isimleri de keşfetmişsin orada sanırım?
B: Şöyle söyleyeyim. Kanada'daki en büyük müzik şöleni Canadian Juno Awards, her sene düzenlenen Kanadalı şarkıcılara ödül verilen bir tören bu. Hepimizin dinlediği isimler var, bunların Kanadalı olduğunu bile tahmin etmiyorsun. Örneğin; Shania Twain, Diana Krall, Drake, Bryan Adams, Lara Fabian, Nelly Furtado, Shawn Mendes ve Alanis Morisette gibi birçok isim var.
D: Genç sanatçıları da keşfetmişsin, mesela Charlotte Cardin diye birinden bahsettin bana. 1994 doğumlu, pop, elektro ve caz söylüyormuş. Ondan Faufile adlı şarkıyı dinleyeceğiz.
B: Stilini ve sesini ben biraz Nelly Furtado’ya benzetiyorum ve çok sevdiğim bir şarkı bu da.
Montreal doğumlu bir şarkıcı Cardin, Montreal de Québec eyaletinde yer alan bir şehir. Bundan hareketle biraz da Québec’in statüsü ve bağımsızlık mücadelesinden konuşalım istersen
B: Biraz diplomasiye giriyoruz galiba. Québec denilince Kanada’nın %90’ı Fransızca konuşulan bir eyaletinden bahsediyoruz. Yüz ölçümü açısından Kanada’nın en büyük eyaleti. Nüfus açısından da Ontario’dan sonra ikinci büyük eyalet. Seksenler ve doksanlarda iki tane referandum oldu, Kanada’dan ayrılalım mı diye. İkisi de reddedildi. İkinci referandumda %50.6 gibi marjinal bir farkla reddedildi ama Québec’e de çok zararı oldu çünkü uluslararası büyük firmalar, bankalar Montreal’den Toronto’ya taşıdı ve Toronto şu an Kanada’nın en büyük ticari merkezi haline geldi. Bundan sonra da Québec’in bu tip referandumlara gitmesi kolay değil çünkü Clarity Act denilen şartlar ortaya konuldu. Benim kişisel fikrim bir daha bu tip bir şeye gidilmeyeceği yönünde. Kanada’da hem İngilizcenin hem Fransızcanın resmi dil olduğu bir ülke. Çok kültürlü ve farklı etki kökendeki insanların bulunduğu bir ülke ki bunlar kanunla da korunmuş statüler. Québec’e gelince %90’ı Fransızca konuşuyor fakat burada İnuit dediğimiz Eskimolar, Kızılderililer ve İngilizce konuşan insanlar da var. Bence her şey çok güzel gidiyor Kanada’da. İngilizce ve Fransızca iki lisan, çok kültürlülük devam ediyor ve insan hakları, sosyal hayat ve ekonomik şartların dünyanın en üst seviyesinde olduğu yerlerden bir tanesi. O yüzden bence birlik halinde devam edecek.
D: O zaman biz de programa Québec’in bağımsızlık hareketinin sembollerinden biriyle devam edelim şimdi. Félix Leclerc, 1914’te, Québec’in kuzeyinde yer alan La Tuque şehrinde dünyaya gelmiş. Québec’in Fransızlar tarafından tamamen görmezden gelindiği ve sadece “Fransız Kanada’sı” adlı bir yerden bahsedildiği ellili yıllarda, Fransa’yı ziyaret etmiş ve Fransız halkı, Amerika kıtasından gelen bu “kuzene” sahip çıkmış. 1951 tarihli ilk albümünde yer alan Le p’tit bonheur, Leclerc’in üne kavuşmasını sağlamış ve sanatçı, bu tarihten itibaren yavaş yavaş bir “milli kahraman” haline geldiği memleketiyle Fransa arasında mekik dokumaya başlamış. Biz de bu parçayla devam edeceğiz programa. Bunun ardından da en popüler Kanadalı şarkıcılardan Céline Dion, 1951 tarihli bir başka Félix Leclerc şarkısı Bozo’yu seslendirecek.
Evet, Burak şimdi Céline Dion’dan bahsedelim biraz istersen. Kanada’nın Dünya çapında en fazla tanınan şarkıcılarından biri demek demek yanlış olmaz herhalde?
B: Aramızda kalsın Devrim ama ben Céline Dion’u ilk dinlediğimde Eurovision’da İsviçre’yi temsil ediyordu ve Atilla Şereftuğ bestesi ile birincilik kazanmıştı, ben onu İsviçreli olarak dinlemiştim. Céline Dion sonra İngilizce şarkılarla dünya çapında bir isim oldu ve Franco-Canadien’leri çok iyi temsil etti. Fransızcada bir deyim vardır "modèle de réussite" yani rol model oldu Céline Dion. İngilizce şarkılardan sonra patlama yaptı. Tabii Céline, Montreal’in banliyölerinde çok fakir bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. On dört çocuklu bir aile düşün ve sesiyle tanındı ama onu dünya çapında bir isim yapan en büyük etken arkasında duran hem eşi hem de menajeri olan René Angelil’dir. Biliyorsun daha sonra da zaten Amerika’ya taşındı ve büyük hit parçaları çıktı: The Power of love, Because you loved me, My heart will go on gibi. Romantik şarkılarda hep bir numara oldu. Las Vegas’ta en uzun süre şov yapan sanatçı oldu ve hep kapalı gişe sattı. Çok ışıltılı bir hayat tabi fakat 2014’te hem eşini hem de erkek kardeşini kaybedince bütün her şeyi iptal etti ve çok zor bir dönemden geçti. Fakat 2016’da Billboard Music Awards’da Queen’in The Show must go on’unu söyledi ve ben onu dinlediğimde tüylerim diken diken olmuştu. Céline tekrar sahnelerde ve dünya turuna hazırlanıyor, Covid elverirse inşallah seneye dünya turuna devam edecek.
D: Evet, umuyoruz biz de. Bu arada 1995’te piyasaya çıkardığı Jean-Jacques Goldman imzalı parçalardan oluşan “D’eux”, adlı albüm, dört milyonu aşan satış rakamıyla Fransız müzik tarihinin en çok satılan albümü halen, bu rekorun kırılması da biraz zor. Biz de programın ilk yarısını bu albümde yer alan Je sais pas ile kapatacağız.
Véronique Sanson’un Vancouver adlı şarkısıyla başladık programın ikinci yarısına. Gitme şansın olmuştu mu değil mi Burak, Vancouver’a senin de?
B: Beni kalbimden vurdun, gitmeyi bırak en çok sevdiğim şehir Vancouver. Dünyada en çok zevk aldığım ve güzelliğine aşık olduğum bir şehir. Sırf benim açımdan değil Birleşmiş Milletlere göre de senelerce dünyanın yaşanılabilir en güzel şehirleri listesine ya bir ya iki numaradan girer Vancouver çünkü arkanda Kayalık Dağları, önünde Pasifik Okyanusu, her yer orman ve Kanada’nın en ılıman iklimi. Biraz İstanbul’a benzer iklimi, yağışı çok vardır. Arkada, Olimpiyatların da yapıldığı Kayalık Dağlarında Whistler Kayak Merkezi çok meşhurdur. Vancouver gerçekten rüya gibi bir yer, aynı zamanda Michael Bublé’nin de memleketi. Alaska cruise gemileri de Vancouver’dan geçer ve yukarıya, Alaska’ya doğru giderler.
D: Çok güzel, biz de şimdi yine Türkiye’de tanınan ve sevilen bir isim var sırada: Garou. 1998’de Notre Dame de Paris müzikalinde canlandırdığı Quasimodo rolüyle tanınmıştı ilk olarak. Gerçekten çok özeli bir ses değil mi Burak?
B: Bas bariton, çok kuvvetli bir ses. Ben Kanada’ya gittiğimde albümü yeni çıkmıştı, Seul’ü dinlemiştim ve çok etkileniyor insan bu kadar kuvvetli bir sesi dinlerken. Sherbrook’ta barlarda şarkı söyleyerek başladı Garou, senin de söylediğin gibi uluslararası başarısını Notre Dame de Paris’deki Quasimodo rolüyle sağladı. 2000’de Céline Dion ile Sous le vent düetini yaptı. Kanadalı bir arkadaşıma ben Garou’yu çok seviyorum, sesi çok güzel dediğimde bana: “Boğazında kurbağa var gibi şarkı söylüyor” demişti.
D: Çok güçlü bir ses gerçekten de, insanı hayran bırakıyor kendine. Biz de onun 2006 tarihli bir parçasıyla devam edelim biz de programa. Jacques Venerouso imzasını taşıyan bir parça bu: Le temps nous aime.
Benim çok sevdiğim bir Kanadalı sanatçı var sırada ama Türkiye’de pek tanınmıyor: Diane Dufresne. Duymuş muydun Burak bu ismi?
B: Duymadım ben bunu, şimdi senden duyacağım.
D: 1944’de Montreal’da dünyaya gelmiş. Henüz on sekiz yaşındayken; Aragon, Ferré ve Brel şarkıları seslendirmeye başlamış. 60’lı yılların başında Paris’e gelip adını Sol Yaka kabarelerinde, vatandaşları Gilles Vigneault ve Jean-Pierre Ferland’a ait parçalarla Fransa’ya duyurmuş. 70’li yıllarda söz yazarı Luc Plamondon’la tanışmasıyla gerçek kimliğini keşfetmiş. O zamana dek genellikle başkalarına ait şarkıları yorumlayan ya da film müzikleri seslendiriyordu Dufresne, o günden sonra da Québec aksanıyla pop-rock türünde şarkılar söyleyerek kendine has bir tarz yarattı. 1972 sonbaharında çıkan ilk albümü “Tiens-toé ben, j’arrive” ki bu da Québec aksanına örnek aslında toi yerine toé, bien yerine ben deniliyor orada. Bu albümdeki J’ai rencontré l’homme de ma vie isimli şarkı sayesinde Kanada’da olduğu kadar Fransa’da da büyük beğeni toplamıştı Dufresne. Şimdi biz de bu parçayı dinleyelim dilersen bu eksantrik sanatçıdan.
Şimdi benim senin sayende tanıdığım bir sanatçı var sırada. Dany Bédar. 1976 doğumlu Abitibi’li bir isim bu da. Biraz böyle uzun saçlarıyla, dövmeleriyle heavy metalcileri andırıyor ama pop rock türünde müzik yapıyor sanırım. Bahsetmek ister misin bize biraz ondan?
B: Dany Bédar çok kuvvetli, kalın bir ses, Garou gibi neredeyse. Pop-rock söylüyor. Ecoute-moi donc gibi şarkılarını çok seviyorum. Bence Türk dinleyicilere de dinletelim bu şarkıcıyı.
D: Ben farklı bir şarkı seçtim, bir düet bu aslında. Marie-Eve Fournier’yle birlikte seslendirmiş parçayı: Faire la paix avec l’amour.
Evet Burak Aktaş’la Kanada ve Kanadalı müzisyenler hakkında sohbet ettiğimiz programın sonuna geldik artık. Notre Dame de Paris müzikali sayesinde ülkemizde de tanınan bir isimle yapacağız kapanışı. Müzikalde rahip Claude Frollo rolünü üstlenmişti sanatçı. Hatırladın değil mi Burak kalın kaşları, siyah giysileriyle Daniel Lavoie’yı.
B: Tabi kim hatırlamaz, çok önemli bir rol. Daniel Lavoie da farklıdır diğer frankofon Kanadalı sanatçılardan. Manitoba doğumlu, Kanada’da Prairies derler, başkent Winnipeg. Oranın buğday tarlalarının olduğu yer Manitoba ve anglofonların olduğu bir eyalet. Québec’li değil Daniel. Aynı zamanda farkı da şuradan kaynaklanıyor. Sadece şarkıcı değil aynı zamanda hem oyuncu, hem yazar hem besteci. Notre Dame de Paris’de biliyorsun Garou ile beraber Belle ve Tu vas me détruire şarkılarını da söyledi. Bir de şunu da söylemek isterim, Daniel’in çok yönlü bir sanatçı olmasının yanında, aynı zamanda Kanada Hayvanları Koruma Derneği ve Müzik Yapımcıları Derneği’nin yönetim kurulunda olması da önemli. Yani Kanada içinde sosyal işler yapan da bir sanatçı. Sinema filmlerinde oynuyor, 2002’de The Book of Eve’de de başrolü oynadı. Bu açıdan çok yönlü bir sanatçı.
D: Bir de aynı zamanda müziğe Cizvit rahiplerden aldığı piyano dersleriyle başlamış. Rahip rolündeki başarısını da herhalde biraz da buna borçlu. Biz de şimdi ona şöhreti getiren 1983 tarihli Ils s’aiment adlı parçayla yapacağız kapanışı ama öncesinde çok teşekkür etmek istiyorum Burak sana, zaman ayırıp programa katıldığın ve değerli bilgilerini bize paylaştığın için. Eklemek istediğin bir şey var mı senin?
B: Ben teşekkür ederim, benim için çok büyük bir zevkti. Kanada’yı bu programda biraz tanıtabildiysem, Franco-Canadien müziğini biraz işleyebildiysem dinleyicilere çok memnun oldum. Benim için çok büyük zevkti, çok teşekkürler.
Şarkıcı / Yorumcu | Parça Adı | Albüm Adı | Süre |
---|---|---|---|
Line Renaud | Ma cabane au Canada | Ma cabane au Canada | 2:56 |
Charlotte Cardin | Faufile | Faufile | 2:33 |
Félix Leclerc | Le p'tit bonheur | Master Serie Vol.1 | 4:10 |
Céline Dion | Bozo | Une seule fois - Live 2013 | 3:09 |
Céline Dion | Je sais pas | D'eux | 4:34 |
Véronique Sanson | Vancouver | Vancouver | 4:07 |
Garou | Le temps nous aime | Garou | 3:27 |
Diane Dufresne | J'ai rencontré l'homme de ma vie | Diane Dufresne | 3:03 |
Dany Bédar & Marie-Eve Fournier | Faire la paix avec l'amour | Le meilleur de moi | 3:45 |
Daniel Lavoie | Ils s'aiment | Lavoie et le Grand Chœur | 4:17 |